السبت، 13 أبريل 2024

Download PDF | Michael Angold - Kostantiniye 1453 Fetih_Düşüş-Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları (2018).

Download PDF | Michael Angold - Kostantiniye 1453 Fetih_Düşüş-Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları (2018).

302 Pages 




Ons6z

Osmanlilarin 1453’te Konstantinopolis’i fethetmelerinin 6ykisiinii kaleme alirken, kentin, 1204’te Venedikliler ile IV. Hacli Seferi askerlerinin eline gecisini yazarken kargilastiklarima benzeyen sorunlarla kargilagtim.' Bu kez de, geleneksel anlati iislubundan kagindim; Sir Steven Runciman’in kitabi béyle bir yaklagim: artik gereksiz kiliyordu.” Ben gene olayin tarihsel Gnemi uzerine yogunlagsmay1 yegledim. Hem 1204 hem de 1453, tarihte birer doniim noktasi olarak gériilmiistiir. Eger b6yle olduklari dogruysa, bunun cok farkl agilardan oldugunu belirtmek gerekir. 1204, tarihin akigin degistiren birkag olaydan biriydi. Eger tarihte rastlantinin roliniin bir Grnegi aranirsa o da IV. Hach Seferi’nin 6ykiisiidiir. 




















Venedik’ten yola gikarken beklentilerinin cok 6tesinde sonuclar elde edeceklerini hig diigiinmemislerdi, ama asil Gnemli olan bu sonuglarin dogurduklariydi. Kenti ele gecirenler, Konstantinopolis merkezli siyasal denetim sistemini darmadagin etmis, kent bir imparatorluk metropolii olmaktan gikmis, onun yerine Venedik ve Cenova tarafindan denetim altinda tutulan bir ticaret agi sekillenmis, bu da hem siyasal béliinmeyi kaginilmaz kilmig hem de yeniden kurulan Bizans Imparatorlugu’nu iktidarsizliiga mahkim etmisti. Kentin 1453’te diigmesiyse, tam tersine, geg bile kalmig bir olaydi ve zaten kabul edilmis bir gergek olan Osmanli iistiinliigiine daha da net bir tanmm kazandirmisti. Bu da, Italya’nin ticari iistiinliigii- ni sona erdirerek, kente, bu kez Osmanli korumasi altinda olsa da gene bir imparatorluk metropolii konumu kazandirmis, béylece 1204’iin sonuclarin: son kez tersine cevirmisti. Bu siireg icginde Bizans’in varlgi sona ermisti; o ddnemde dile getirilen goriislerde 1453’iin béylesine biiyiik bir sok olarak algilanmasinin nedeni de belki buydu. 14537iin etkisi 1204’iinkinden cok daha sert oldu.























 Bizans’in (Byzantium) 1453’te yikiligi, bir donemin sona erdigini 1204’te oldugundan daha belirgin bir sekilde gosteriyordu. Haglilar Bizans’1 sakat birakmis ve kendini biitiiniiyle toparlamasim imk4ansiz kilmis olabilirler, ancak yikmayi bagaramamislardi. Bir anlamda kente son bir gans daha verilmisti, ciinkii siirgiindeki Bizansh Alimler ve din adamlari, Konstantinopolis’in Latin istilasiyla tehlikeye diigen Bizans uygarliginin temellerini korumaya ¢aligmislardi. Bu da bir Bizans diriligine yol agarak, 1261’de Latinlerin Konstantinopolis’ten kovulmasin: saglamisti. Bu durum, siyasal istiinliigii geri getirmese de Konstantinopolis’in prestijini ve simgesel Gnemini korumaya yardimci olan uzun siireli bir entelektiiel ve manevi canlanma saglayabilmisti. 1453’ten sonra béyle bir sey olmadi. Kaginilmaz sonu tersine cgevirmeye galigmanin ne anlami vardi ki! Bizans uygarligim: korumak icin fazla gayret gosterilmedi. 

















Bizans’1 geri getirme umutlari efsaneler ve diisler diinyasinda kaldi. Gerileyen Bizans Imparatorlugu’nun siyasal zayifligina kargin, yikilip gitmesi biyiik bir bosluk birakmigti, bu da bagskalarinin Bizans’in degisik y6nlerini sahiplenmeye baglamasiyla cabucak doldu. Bizans’in klasik antikcag koruyuculugu Bati’ya gecti; Osmanlilar emperyal kaderini devraldi; siyasal ideolojisini yeniden bigimlendirmek de Ruslara kaldi. Dolayisiyla Konstantinopolis’in nihai diisiigii, yeni gerceklere uygun kimliklerin ve ideolojilerin yaratilmasi gibi karmasgik bir siirecin ana referans noktasi oldu. Ister, artuk kendi topraklarinda siirgiin gibi yasamak zorunda kalan Rumlarin yeni kimlik arayigi olsun; ister Bati’da oldugu gibi Miristiyanlik nosyonunun degisim gecirerek Avrupa’ya déniigmesi olsun; ister Kutsal Rusya’nin tam gobeginde ¢arin despotik iktidarinin ortaya gikmas: ya da Osmanh: Imparatorlugu’nun bir diinya giucii mertebesine yiikselmesi olsun, bu y6nelislerin hepsi Konstan-













Bir Donum Noktasi Olarak Konstantinopolis’in Fethi


Konstantinopolis’in fethi birgok kez anlatilmig bir hikayedir. Bu hikayeyi en iyi Sir Steven Runciman, The Fall of Constantinople 1453 adh: kitabinda anlatmistir. Bu kitap, anlatisal tarih yazininin en yetkin Ornegi olmasina kargin, Runciman bile o tarihte, konunun bir basgka kitabi daha hak edebilecegini diigiinmeye baslamisti.'! Runciman, kugatmanin ayrintilari iizerine Sir Edwin Pears’in, 1903’te (Runciman’in dogdugu yil) yazdigi Destruction of the Greek Empire adh kitabindaki bilgilerin Gtesinde bir sey eklenebilecegini diigiinmiiyordu.? Onun bu diisiincesi, bagkalarim Konstantinopolis’in fethini tekrar tekrar anlatmaktan alikoymadi. Son olarak yayimlanan M. Philippides ve W.K. Hanak’in devasa boyutlardaki kitabi, olay inandirici ve ayrintili bir bigimde yeniden kurguluyor? Benim amacim ne bu anlatilara bir yenisini eklemek ne de olay: yeniden kurgulamaya ¢aligmaktir. Ben, daha cok Konstantinopolis’in Osmanlilarin eline gecisinin tarihsel 6nemi izerine odaklanacagim. Bu olay tarihin déniim noktalarindan biri miydi? Béyle bir yaklagim ister istemez olayin kendisinden cok, Oncesini ve dogurdugu sonuclari Gne gikaracaktur. Ama, kentte Nisan ve Mayis 1453’te yaganan umutsuzluk dolu o giinlere kisaca deginmeden, Konstantinopolis’in diisiigii hakkinda yazmak pek de anlaml: olmasa gerek.


Geng Sultan II. Mehmed’in (1451-1481) Konstantinopolis’i fethetmeye karar vermesi, Bizans’in elli yil daha ayakta kalmasimi ve bir dereceye kadar da refah icginde yagamasini saglayan siyasal diizenleme ve uzlagmalarin bagarisizlikla sonuclandigini gésterir. Sultan Il. Mehmed, Osmanl: devlet yOnetiminin gobeginde yaganmakta olan siyasal krizden (ki cocuklugu bunun golgesinde gecmisti) dolayi Bizans imparatorunu sucluyordu. Babasi Sultan II. Murad’in, 1444’te taht: daha 13 yagina gelmemis ogluna birakmasinin arkasindaki nedenleri higbir zaman tam olarak bilemeyecegiz.4 Ancak geng Mehmed’in —ya da en azindan onun arkasindakilerin— Konstantinopolis’e saldir1 konusunda son derece heyecanli olduklarim ima eden baz: soylentiler bulunmaktadir. Osmanh: imparatorlugu’na y6neltilen ve ancak biyiik kayiplar sonucu piiskirtiilebilen bir dizi Macar akinin: perde arkasindan Bizans imparatorunun diizenledigi saniliyor ve kendisine kargi derin bir kusku besleniyordu.> Osmanli sarayindaki baz: kisiler, bagimsiz bir Konstantinopolis’i giivenliklerine bir tehdit olarak gérmeye baslamislardi. Ayni kisiler, Bizans’la anlagma yanlis: olan Sadrazam Candarli Halil Paga’nin II. Murad iizerindeki niifuzundan hig hosnut degildiler. Biiyiik Iskender’in kahramanliklar: hakkinda okuduklari, kuskusuz, II. Mehmed’in Konstantinopolis’i fethetmek konusundaki genclikten de gelen cesaretini kamgiliyordu. Osmanl sarayinda yiikselebilmek igin geng sultanin yanindan ayrilmayan bir grup da onu cesaretlendiriyordu. Isimlerinden anlasgildig: iizere bunlarin gogu Hiristiyan ailelerinden gelen ve Osmanli sarayinda egitilen devsirmelerdi. Osmanli’nin merkezi devlet yapisi netlestikce One gikan bu kul kékenli y6neticiler, yeni bir siyasal giicii termsil ediyorlardi. Bu kisilerin, sultanin fiili yetkisinin genigslemesinde ¢ikarlari vardi; ama mevcut durumu korumaktan yana olan ve her zaman ilimlilarin s6zciliigiinii yapan sadrazamin destegine sahip olan II. Murad tarafindan hayal kinkligina ugratildiklarini diigiiniiyorlardi. I]. Murad, 1437’de Konstantinopolis’i cezalandirmak amaciyla bir sefer yapmay: digiindiigii sirada kendisine kargi yiikselen tek ses Halil Paga’ninki olmustu. Ona gére, Konstantinopolis’e yapilacak herhangi bir saldiri Bizans imparatorunu Latinlerin kucagina atacaktu. Isleri oluruna birakmak daha iyiydi, nasilsa Osmanlilarin korkacagi bir sey yoktu, bir dizi anlagmayla koruma altindaydilar.* S6ziinii dinlediler, ama 1444’te Osmanli topraklarim istila etmeye galigan Macarlar diplomasi yoluyla durdurulamayinca, konu yeniden giindeme gelmis, muhalefetin Konstantinopolis’i ele gecirme istekleri daha da artmisti.


Dolayistyla, II. Murad’in saltanatinin son yillarinda Konstantinopolis’in fethi konusunda Osmanli sarayinda derin bir kutuplasma vardi. II. Mehmed’in divan iiyelerinin girisimlerinden tirken Candarli Halil Pasa, 1446’da II. Murad’: tekrar tahta gikmaya ve oglunu Anadolu’ya sirgiine yollamaya ikna etti. II. Murad’in hayatta oldugu siire icinde Konstantinopolis sorunu askiya alindi. Aslinda II. Murad, kentin ele gecirilmesinin Osmanli “imparatorlugu”nun yapisini kékten degistireceginin de farkindaydi. Oglu ise bagka bir konuydu. Zayif bir konumdaydi, kisa siren saltanati itibarim: zedelemisti. Babasinin Gliimiinden sonra 1451’de nihayet tekrar tahta ciktiginda, kudretli bir sadrazama karg: kendini kanitlamak ve Osmanli’nin boliinmiis siyasal cevrelerini biiyiik bir projeyle arkasina alarak birlegtirmek zorundaydi. Konstantinopolis’in fethi artik ona g6z kirpiyordu.


Hiikiimdarin degismesi her zaman kisa bir belirsizlik yaratur, ama tahtta yeni olan yalnizca II. Mehmed degildi. 1448’de Bizans Imparatoru loannes VIII. Palaiologos (1425-1448) dlmiistii. Uniinu —iyi veya k6tii— 1439’daki Ferrara-Floransa Konsili’nde, Latin (Katolik) ve Ortodoks kiliselerini biiyiik bir ustahk ve kararlilikla birlestirerek elde etmisti. Diplomatik bagarinin Bizans’: giiclendirecegini umuyordu, kisa bir sire icin de dyle oldu. Sonraki gelis-meleri gorecek kadar uzun yasamadi. Onceden resmi hazirliklari tamamlamadigi icin tahta kimin gikacagi belirsizdi. Hayatta olan en biiyiik agabeyi Konstantinos Dragases’in tahta gecmesi beklenirken, o Konstantinopolis’ten uzakta, Mora’daki (Peloponnesos) Mistra’daydi (bugiin Mistras). Bu, kiigiik kardesi Demetrios’un taraftarlarinin bir darbe planlamasina yol acti, ama darbe basarisiz oldu. Konstantinopolis halki, daha Gnce Osmanlilarla yakin isbirligi yaptigi icin Demetrios’u asagiliyordu. Ana Imparatorice’nin baskanligindaki naipler konseyi resmen Konstantinos Dragases’i imparator ilan etmis ve sultan: bilgilendirmek ve onayim almak iizere de hemen Osmanli sarayina bir elgi yollamisgti.’ Konstantinos nihayet 12 Mart 1449’da Konstantinopolis’e geldi. Her zaman hakkinda iyi diigiiniilen biriydi ve sonucta Konstantinopolis’in fethinin trajik kahramani oldu.* Imparator olarak yaptiklar: dikkatle incelendiginde, zaten zor olan bir durumu daha da kotiiye gotiirdiigii s6ylenebilir. Kardeginin Gliimii ile kendisinin Konstantinopolis’e gelisi arasinda gegen aylar icinde Kiliseler Birligi kargitlari idareyi ele gecirmislerdi. Saldirilarinin hedefinde birlesmeden yana olan Patrik Gregorios Melissenos vardu.? Konstantinos Dragases, patrigi destekliyor gibi goriineceginden ve muhaliflerle arasinin agilacagin diigiindiigiinden tahta gikmakta tereddiit ediyordu. Imparatorun patrigi yeterince desteklememesi onun Roma’ya siginmasina yol acti, bu da tag giyme térenini sonsuza dek ertelemis oldu.'° Tag giymemis bir imparator kural disiydi. Ayni derecede aykiri olan bir bagska durum da imparatorun evli olmamasiydi. Aslinda bu ikisi arasinda belki bir bag da vardi, ciinkii eger yeni imparator dul kalmigsa ya da evli degilse tag giyme toreninden Once evlenmesi gartti.!' Tahta gikacagi sirada Konstantinos alti yildir duldu, ivedilikle ona bir eg bulmak gerekiyordu. Yapilan bircok diplomatik girigim sonug vermedi. Evlenme teklif edilen prenseslerin timii Bizans imparatorunu reddetti, hatta biri de zorlandigi takdirde rahibe olacagim sGyleyerek tehdit etti.2 Bu olay bircok seyi ima ediyor, imparatorun parlak bir istikbali olmayacagini sanki haber veriyordu. Konstantinopolis’te imparator, birlik kargiti olanlara oldukea fazla hareket 6zgiirliigii tanimisti, bu da kilise iginde fiili bir béliinme yaratti. Ayrica XI. Konstantinos, Mesazon (Bagnazir) Loukas Notaras’la da iyi gecinemiyordu. Sirdagi Georgios Sphrantzes’e Notaras’in her zaman kendi dediginin olmasin: istediginden yakimyordu." Imparator, guclii bir dig politikanin igerideki bagarisizliklarini telafi edecegini umuyordu. Venediklilerin Konstantinopolis ticareti iizerindeki denetimlerini biraz gevsetebilmek igin Ragusalilari rakip olarak getirmeyi ve kentte yagayan Venediklileri vergi Gdemeye mecbur birakmay: denedi.'* Bu yaptigi, Venediklileri hem de tehlikeli bir zamanda sinirlendirmekten bagka bir ige yaramadi. Ayrica geng II. Mehmed’in Venedik elcilerini kabul ederken gésterdigi nezaketle de taban tabana zit diistii. XI. Konstantinos, Osmanli tahtina yeni bir sultan gikmasini kendini kanitlama firsati olarak gérdii, ama pek de akillica olmayan bir dizi talepte bulunarak aslinda durumunun zayifligini agiga vurdu. Ayni zamanda Konstantinopolis’teki dinsel konular: ele alig bigimi Papaligi Gylesine tahrik etti ki, Papalik, duruma el koymasi icin kente Yunan asilli Kardinal Isidoros’u gonderdi. Kardinal, 26 Ekim 1452’de beraberindeki kiigiik bir grup silahli muhafizla kente geldi.’ Birlik kargitlarinin eylemleri hemen bastirildi ve liderleri kegis Gennadios [Georgios Skholarios] ev hapsine alindi. Ardindan kardinal, uzun siredir ertelenen ve imparatorun istemeye istemeye kabul ettigi Kiliseler Birligi’ni, sonunda 12 Aralik 1452’de Ayasofya’da ilan etti.!¢ O tarihte artik II. Mehmed’in Konstantinopolis’i kugatma hazirliklarina basladigi apagik ortadaydi.


Bizans sarayinda Loukas Notaras’in, Osmanli sarayinda da Halil Paga’nin dediklerinin oldugu dénemde Konstantinopolis konusunda agik gatigmadan kaginmak icin biiyiik 6zen gésteriliyordu. 1448’de Konstantinos XI. Dragases’in Bizans, ardindan da 1451’de II. Mehmed’in Osmanl: tahtina gikmasiyla bu tavri korumak zorlasmisti. Her iki hikiimdar da Konstantinopolis igin miicadele etmeyi, agiri giice sahip bagnazirlarina kargi kendilerini kanitlama yolu olarak gériiyordu. Once II. Mehmed biiyiik bir dikkatle harekete gecti. Sadrazamina yabanc: devletlerle bir dizi anlagma miizakeresi yaptirdi, béylece geng sultanin konumu gii-vence altina alindi. 10 Eyliil 1451’de Venedik’le baris yenilendi; 20 Eyliil’de Macarlarla iig yillik bir ateskes imzalandi; 25 Eyliil’de de Aynaroz Dagrndaki kesislerin imtiyazlar1 onayland.. II. Mehmed, Bizans Imparatoru Konstantinos XI. Dragases’in elcilerini dostane bir tavirla kabul etti. Iki yil Gnce babasinin Bizanslilarla yaptigi anlagmayi yenilemekle kalmadi, Konstantinopolis’e iltica eden $ehzade Orhan’in masraflarim kargilamak tizere Bizans imparatoruna yilda 300.000 akce Gdemeyi teklif etti.'” I. Mehmed’in saltanatinin ilk aylarindaki uzlagmaci tavri ve Gdiin verme konusunda gésterdigi iyi niyet, bes-alti yil 6nceki kisa hukiimdarhiginin biraktigi ilk izlenimleri —beceri ve Gzgiiven eksikligi— pekistiriyordu, ama kronikgi Doukas’a gore o koyun postuna biriinmiis bir kurttu."® II. Mehmed’in goriiniisteki 6zgiiven eksikligi, ona harag Gdeyen baz: Anadolu beyliklerinin firsattan yararlanarak ayaklanmalarina yol acti. Bizans imparatoru bu tiir i¢ huzursuzluklari firsat bilip ucuz bir diplomatik darbe girisiminde bulundu. II. Mehmed’e gonderdigi elgiler araciligiyla iistii Grtiilii bir tehditte bulundu; eger Sehzade Orhan’in masraflarina mahsuben 6denen miktar: hemen iki misline gikartmazsa Orhan’: serbest birakacakti. Bu talep, “Bizanshilarin dostu” diye bilinen Halil Paga’y1 fena halde 6fkelendirdi. Bizans imparatorunun tamamen yanlis bir hesap yaptigim cok iyi anlamisti.!? Kozlari II. Mehmed’in eline veriyor ve barisi siirdiirmeyi neredeyse imkansiz kiliyordu. Sultan bir siireligine kizginligini dizginledi ve Bizans elcilerine Edirne’ye dondiikten sonra konuyu goriisebilecegini s6yledi. Ama Edirne’ye gider gitmez ilk isi Orhan’in bakim: igin tahsis edilmig paray1 da durdurmak oldu ve Bogaz’in, kagit iizerinde Bizans topragi sayilan Avrupa yakasinda bir hisar inga ettirmek iizere ingaat iscilerini askere almaya basladh. Bogaz Kesen ya da Rumeli Hisar: olarak bilinen bu hisar, Nisan-Agustos 1452’de yapildi. Her ne kadar Karadeniz’e giden gemilerin girig gikigini denetlemek amaciyla yapildigini s6ylese de artik II. Mehmed’in Konstantinopolis’i kugatmaya hazirlandigindan kimsenin kuskusu kalmamisti.2° 25 Kasim 1452’de Karadeniz’den gelen bir Venedik gemisi hisardan yapilan topcu ategi arasindan siyrilmaya caligirken batirilmisti. Kaptan ve miirettebat karaya gikmay: basardiysa da, hemen esir alindilar. Sultan onlari1 Dimetoka’da (eski Didymoteikhos) halka teshir ettikten sonra miirettebati idam etti, kaptani da kaziga oturttu. II. Mehmed niyetini agik¢a ortaya koymustu. Bu durum en azindan XI. Konstantinos’un Konstantinopolis savunmasi i¢in zamaninda hazirlik yapabilmesini saplamisti. Imparator kente erzak yigma vakti bulmustu. Georgios Sphrantzes’e, Konstantinopolis’teki memurlarla kaza yoneticilerinden giiclii-kuvvetli adamlari, hatta kesisleri toplamalarini isteme gorevini vermisti; hepsi emirleri altinda olacaktu. Ancak toplanan adam sayisi 8.000’in biraz altindaydi, bu da kenti savunmaya hig de yeterli degildi, acinacak haldeydiler.2’ Kentteki yabancilardan savasacak 2.000 asker daha giktu. 29 Ocak 1453’te Cenovali bir condottiore (paral: asker komutani) Giovanni Giustiniani Longo, 700 Latin paral: askerden olusan birligiyle geldi.?? Bu giig sayica az olmakla birlikte, kent savunmasina giiclii bir katkiydi; Romanos Kapisi’nin (Top Kap1) bulundugu surlarin komutasi Giustiniani’ye verildi. Gegmig deneyimlere gore, artik kenti savunacak kadar giig toplandigi séylenebilirdi. Bizans ile Osmanli giicleri arasinda biiyiik bir dengesizlik olmakla beraber Bizans imparatorunun isi biraz daha kolaylagmisti. Konstantinopolis’in hala goz korkutan surlarim: savunmak ile onlara saldirmak arasinda fark vardi. Eger ilk saldirilar bagarisiz olursa, II. Mehmed’in, kugatmanin kaldirilmasi dogrultusunda gelecek baskilar altinda ordusunu bir arada tutmasi gerekecekti, bu da pek kolay olmayacakti.


II. Mehmed, 1453 Nisan baslarinda kuvwvetlerini kent surlarinin Gniine yigdi. Ayni zamanda bir Tiirk filosu da kenti cevreleyen sularda devriye geziyor, denizden yardim gelmesini engellemeye calisiyordu. Daha 6nceki kusatmalarla kargilastirildiginda, bu kez kentin denizden ablukaya alinmasi Gnemli bir fark yaratmisti, ayrica daha Gnceden Konstantinopolis surlarinda biyiik hasar yaratamayan Osmanli toplari bu sefer daha etkiliydi. Osmanlilarin kenti fethetmesinde, toplarin belirleyici olup olmadigiysa ayr bir konudur. Osmanl: toplarinin olaganiistii giig gdésterisine kargin, kugatma baslangigta Osmanlilarin lehinde geligmedi. 12 Nisan’da Osmanlh: donanmasi Halig’in agzina gerili zinciri kiramadi. 18 Ni-san’da Bizanslilar kara surlari tarafindan gelen saldirilari kolaylikla piiskiirttiiler. Iki giin sonra Sakiz Adasi’ndan erzak ve takviye kuvvet getiren kiiciik bir filo Osmanli ablukasini yararak Halig’e girmeyi basardi. Buraya kadar II. Mehmed pek basgarili olamamisti. Sadrazam Halil Pasa daha simdiden kusatmadan vazgegmesini tavsiye etmeye baslamisti. I]. Mehmed bu tavsiyeyi reddetti ve hocas: Aksemseddin’in elestirilerine kulak verdi. Akgsemseddin, sultaninin verdigi emirlerin geregince yerine getirilmesini saglayamamasini elestiriyordu.”? Hiristiyanlarla yakin baglari oldugu bilinen sadrazam suclandi. Aksemseddin Osmanl: ordusu igindeki devgirmelerin coguna da giivenmiyordu, ona gore devsirmeler inanclari ugruna 6lmeye hazir iyi Miisliimanlar degillerdi. Akgsemseddin, sultanin kusatmayi daha kararli siirdiirmesi gerektigini vurguluyordu. Sézlerinin istenilen etkiyi yarattigi anlagiliyor, ciinkui II. Mehmed bu noktadan itibaren amacina ulagsmadaki kararlligini géstermeye bagladi. Cilginca bir plam: uygulayarak, kiiciik kadirgalardan olusan bir filoyu Bogaz’dan Halig’e karadan gegirdi. Gemileri Halig’te gormek Bizanslilarin giivenini sarsti, simdi Halig kiyilarindaki savunmay) giiglendirmeleri gerekiyordu. Daha da 6nemlisi Osmanl donanmasinin Halig’te olmasi Pera’daki Cenevizlerle iliskilerini sekteye ugratmist1 ve Cenevizler, Bizanslilara yardim ederek sultanin Ofkesini iizerlerine gekmeye hig niyetli gorinmiyorlardi. Bizanslilar, yanan bir gemiyle Halig’teki Turk donanmasina saldirma planini Tiirklere Cenevizlerin haber verdigini s6yleyerek onlari sucluyorlardi. 28 Nisan’da yapilan bu saldirt bagarisiz olmustu. Bu, Bizanslilarin ilk ciddi yenilgisiydi ve II. Mehmed, kugatmayi kaldirmamakla ne kadar hakh oldugunu gostermisti. Ama sultanin cesareti yine denenecekti. Biiyiik topu devre digi kalmigti, onarimi ancak 6 Mayis’ta bitti ve gene surlari dévmeye basladi. Ertesi giin II. Mehmed kara surlarinin orta bdliimiine bir saldirida daha bulundu. Bizanslilar bir kez daha saldiriyi puskiirttiler. Tiirklerle nasil basa gikacaklarini anlamis gibi goriiniuyorlardi. Olaylara gozleriyle sahit olan Ancona Konsiilii Benvenuto’nun hesabina gore, nihai saldiridan Once Tiirk tarafinda 7.000 asker Oldiiriiliirken, Bizanslilardan sadece 40 kayip vard.














Bu tahminde savunmanin kayiplar az gosterilmigs olabilir, ama gercekten cok da uzak degildi.”4


Bu basari XI. Konstantinos’u kugatmay: sona erdirme pazarliklarina baslamak icin cesaretlendirmisti, ama Bizans elcisi II. Mehmed’in taviz vermeye yanagmadigini gordi. Baris icin tek kogulu kentin teslim olmasiydi. Kugatma, kargilikli inatlagmaya déniistii; yalnizca sultan ile Bizans imparatoru arasinda degil, sultan ile geri cekilmekten yana olan Sadrazam Halil Pasa arasinda da gerginlik yasaniyordu. Sadrazam, II. Mehmed’i pazarliklara yeniden baslamak iizere XI. Konstantinos’a bir elci gondermeye ikna etmisti. Bizans imparatoru eski statiikonun korunmasini Gnerdi ve sultana seleflerinin Konstantinopolis’ten sagladiklari kazanglari hatirlatti. Osmanlilarin himayesine girmeyi kabul edebilecegini, ama Konstantinopolis’i terk etmeyecegini ima ediyordu. Béyle bir sonuc Halil Paga icin biiyiik bir galibiyet olurdu, ama itibari, kentin kaderine dogrudan bagli hale gelen I]. Mehmed icin ayn: sey gecerli degildi. Sultanin, “Ya ben gehri alirim ya da sehir Oli ya da diri beni alir” dedigi s6ylenir.*> Sultan, imparatorun teklifini bir zayiflik igareti olarak géstermeyi yegledi, ama tekrar cesaretini toplayip kent surlarina yeni bir saldir1 emri vermesi icin aradan neredeyse bir ay gecmesi gerekti. Zamam kent surlarini daha da zayiflatmak igin kullandi. Kugkusuz toplari kilit noktalarda cok biiyiik hasar yaratmigti, ama Bizanslilar da surlari tahkim etme yollarim bulmuslardi. Surlarin géctiigii noktalarda meydana gelen yikintilar, saldirganlar surlar kadar engelliyordu. 28 Mayis gecesi topyekan saldiri basladiginda, savunma sasirtici bir direng gosterdi. Ilk iki saldiri dalgasi geri piiskiirtiilmiistii. Yedekte tutulan yenicerilerin yaptigi iiciincii saldiri dalgasi da fazla bir ilerleme saglamazken, surlarda bulduklari korunmasi olmayan bir gedikten iceri girdiler. Neredeyse ayni anda Giovanni Giustiniani Longo ciddi bir yara aldi. Longo, Romanos Kapisi’nin bulundugu ve ¢garpismalarin en siddetli oldugu orta boliime komuta ediyordu. Yarasinin niteligine iligkin farkli séylentiler vardi, ama bu komutanin garpigmadan cekilme kararim etkilemedi, adamlari da onu takip etti. Bu bir déniim noktasiydi, giinkii Longo savunmanin tam gobegindeydi.












Imparator yerinde kalmasi icin boguna yalvardi, bosuna savunmay1 yeniden toplamaya galisti — artik cok gecti. XI. Konstantinos, sdylentilere gore ya Romanos Kapisi’n1 savunurken ya da kentten kagmaya galisirken Oldii. Tiirkler kente girmis, kenti yagmalamis, ele gecirilenler toplanarak esir alinmisti.


Osmanlilara sans da yardim etmisti, ama kugatma uzadikga, iki taraf arasindaki insan giicii ve kaynak dengesizligi, savunmanin su veya bu nedenle bir noktada kirilacaginin ipuglarini tasiyordu. Bizanslilar ile Latinler arasinda artan bir gerginlik s6z konusuydu; Bizanslilar, kenti kurtarmanin ganini Latinlerin kazanmasindan korkuyordu. Bunlar aslinda, son saldiridan bir gece 6nce yaganan kayda deger bir olay: agiklamaya yardim etmektedir. Giovanni Giustiniani Longo, Loukas Notaras’a vatan haini demigs ve onu kiliciyla degmekle tehdit etmisti, giinkii Notaras, Longo’nun Romanos Kapisi dolayindaki savunmay) giiclendirmek icin istedigi ek toplari saglamayi reddetmisti.2* Bunun, Giustiniani’nin geri cekilmesiyle bir ilgisi olabilir, ama belirleyici olmasinin nedeni savunmanin iyice gerilerek kirilma noktasina gelmesiydi. Osmanli tarafinda da Sadrazam Halil Paga’nin merkezinde oldugu bir gerginlik yaganiyordu, ama IJ. Mehmed bunun iistesinden gelmeyi bagarmisti. Hem kendine olan giiveni hem de ordunun ona duydugu giiven, kismen, kent surlarina ciddi hasar verseler de tam anlamuyla yikici bir etki yaratmayan toplarindan kaynaklaniyordu. Sonucta, toplarin askeri etkisinden ziyade psikolojik etkisi agir basmis olabilir.2” Toplar tek baglarina belirleyici degildi, ama yalnizca sultan: degil, komutanlarim da kugatmanin siirmesi konusunda ikna etmede rol oynamislard..


Bircok belirleyici muharebede oldugu gibi, Konstantinopolis’in fethi de “az farkla kazanilmis” bir yarigti. Eger kugatma kaldirilsaydi ne olurdu gibi bir tahmin yapmak cok anlamli olmasa da, fethin hemen ardindan ortaya gikan ve gercek olaydan ayri diisiiniilemeyecek sonuclari degerlendirebilmek 6nemlidir. Konstantinopolis yagmalanmisti, ama II. Mehmed diizeni hemen kurdu. Kent, 1204’te IV. Hacli Seferi askerlerinin eline ge¢tigi zamankinden daha az zarar gérmiistii, bunun bir nedeni de zarar verilecek cok fazla bir sey kalmamasiydi. II. Mehmed, Ayasofya’y1 yap olarak koruma altina aldi ve camiye cevirdi. Boylece yapiy: yeni inancin simgesi haline getirdi. Yapinin icini hayret ve hayranlikla seyrederken Farsca bir beyit mirildanmisti:


Perde-dari mi-kiined der tak kisr ankebét


Bim nevbet mi-zened der kal’a-i Efrasiyab.”°


[“Efrasiyab’in kalesinde baykus nébet tutuyor / Tak-1 Kisra’nin perdedari ise bir Sriimcek.”]


Sasanilerin cdkiisiinden esinlenen imgeler imparatorlugun bin yullk gegmisine uygun agiklamalardi.


Bu dizeler belki de Fatih’in artik sahip oldugu Konstantinopolis’i ne yapacagini tam olarak bilemedigini de ifade ediyordu. Bir ara kenti, Osmanli egemenligi altrnda Rum yOnetimine birakmayi diisiindiigii s6ylenir. Loukas Notaras’in kentin ilk Osmanl: valisi olmasindan bile s6z ediliyordu. Halil Pasa béyle bir plan uygun bulabilirdi, hatta bu planin arkasinda bile olabilirdi. Fatih’in maiyetinde bu fikirden hoglanmayanlar kentin alinmasindan bir-iki gun sonra Notaras’in idam edilmesinde etkili oldular. Anlagilan Notaras, kendini kurtarma cabasi icinde Halil Pasga’nin kugatma sirasinda Bizanslilarla haberlegerek casusluk yaptigini ima etmisti.2? II. Mehmed, Halil Pasa’yi gorevden aldi ve sonra idam ettirdi. Onun yerine Candarli’nin en biyiik rakibi olan ve her zaman Konstantinopolis’e bir saldir1 yapilmasini hararetle savunan Zaganos Paga’y1 sadrazamliga getirdi. Fatih’in en yakinindakilerin cogu gibi o da Hiristiyan kokenliydi. Konstantinopolis’in fethinin ilk ve gok fiili bir sonucu, Bizans ile Osmanlilarin arasini bulmaya galigan “eski” diizenin liderlerinin tasfiye edilmesiydi. Bu bir dénemin sona erdiginin géstergelerinden yalnizca biriydi. Yeni bir diizen kurulmasi zaman aldi, ciinkii Konstantinopolis’in fethedilmesi bir bosluk yaratmisti. Goriiniisteki zayifligina kargin Bizans son yillarinda hala etkileyici varligini koruyabilmisti; Karadeniz kiyilarindan Ege’ye ve Balkanlar’dan Anadolu’nun ortalarina kadar uzanan bélgenin merkezi olmaya devam etmisti. Simgesel bakimdan, iligkiler agin1 daha da genis bir alana, Rus topraklar ve Katolik Bati’dan Suriye, Misir ve Dogu Anadolu’daki Hiristiyan cemaatlere kadar yaymusti. Konstantinopolis’in fethinin Gnemi nasil degerlendirilirse degerlendirilsin isin 6zii bu boslugun nasil doldurulacagiydi. Aslinda konu, Bizans mirasinin agirligindan kurtulmak degil, Moskova 6rneginde Bizans’in siyasal ideolojisini devralma, Avrupa Orneginde klasik antikcagin koruyuculugunu iistlenme ya da Osmanli Grneginde Bizans’in emperyal kaderini benimseme yoluyla, bu mirasi 6zgiirce kullanabilme sorunuydu.



















Link 










Press Here 









اعلان 1
اعلان 2

0 التعليقات :

إرسال تعليق

عربي باي